26 Nisan 2013 Cuma

GÜRCİSTAN: Karadeniz'in arka bahçesi...



23 Nisan tatilini fırsat bilip düştük yollara…
Kulağımızda Kazım’ın şarkıları, hafızamızda Sonbahar (http://www.imdb.com/title/tt1330591/) filminden kareler …
4 gün boyunca adım adım gezdiğimiz Gürcistan’a (Batum ve Tiflis’e) giderken beklentimiz çok yüksek değildi. 
Biraz Karadeniz havası alıp 4 gün değişik yerler görüp döneriz diye düşündük giderken. Fakat dönerken “yaa süperdi ne kadar güzelmiş” falan diye söylenerek döndük Gürcistan’dan...

Tiflis'teki Bisiklet Heykeli

Cuma günü 10:15 İstanbul-Hopa uçuşu ile başladı yolculuğumuz. İstanbul-Batum uçak biletleri İstanbul-Hopa uçak biletlerinin 2 katı olması sebebi ile Hopa’ya uçtuk. Hopa uçuşları için de Batum havaalanını kullanılıyor. Fakat biletiniz eğer Hopa ise hava alanından dışarı çıkmanıza izin verilmeden Havaş otobüsleri ile Hopa terminaline aktarılıyorsunuz. Bu geçiş yarım saat falan sürüyor. Sonrasında ise Hopa’dan Sarp sınır kapısında gelip TR’den çıkış yapıp tekrar Gürcistan’a girmek gerekiyor ki biz de aynı yolu izledik. Hopa’ya vardığımızda taksiler çıkışta bekliyordu. Batum’a gidecek birkaç kişi ile ortaklaşa taksi tuttuk ve Sarp sınır kapısına vardık. Normalde ödeyeceğimiz taksi ücretinin yarısını ödemiş olduk :)

Gürcistan sınırına yakın yol manzaraları

Sonra kara sınırından TR’yi terk ettik ve Gürcü tarafına geçtik. Giriş işlemlerinden sonra artık Gürcistan’daydık. Hopa’dan sınıra gelirken taksi tuttuğumuz arkadaşlar ile bu seferde sınırdan Batum şehir merkezine varmak için taksi tuttuk.

Sarp sınır kapısı

Bu arada Gürcistan’a TC kimliği ile ya da pasaport ile giriş yapabiliyorsunuz. 1 hafta önce TC kimliği ile giriş yapanlardan sadece 1 TL alınırken, şansımıza 15 TL’ye yükseltmişler.
Sonuç olarak saat 15:00 gibi oteldeydik. Planımız şöyleydi: vardığımız gün ve ertesi gün akşamüstüne kadar Batum’u gezmek, 2. Günün akşamı Tiflis varmak ve kalan 2 günü de Tiflis’te gezerek geçirmek…Planımız çok iyi işledi, gerçekten de 4 gün dolu dolu 2 şehir için de yeterliydi.
Elimizdeki paraları Gürcistan’ın para birimi olan Lari’ye çevirmek için yakınlarda bir bankaya gittik. 1TL=0.87 Lari olacak şekilde değiştirdik paraları fakat Gürcistan’a gideceklere önerim paraları banka yerine sokak aralarındaki döviz bürolarında değiştirmeleri çünkü bankaya göre avantajlı değişim yapıyorlar (sonradan gittiğimiz bir döviz bürosunda 1TL=0.90 Lari olacak şekilde değiştirdik)
İlk gün akşama kadar sahilde vakit geçirdik, dönme dolaba bindik, heykellerin fotoğraflarını çektik. Çok uzun bir sahil şeridi var Batum’un, 3-4 saat farkına varmadan yürümüşüz sonra sahilden şehrin içine doğru yöneldik ve otele ulaştık.

Alfabetik Tower
Gürcü harflerinin yazılı olduğu DNA sarmalı şeklinde yapılmış gökdelen



 Chacha Tower

 Sahildeki yemyeşil parklar


Karşı kıyıya bakış 


 Miracle Park

Ali (Azeri genç) ve Nino(Gürcü kızı)’nun aşkını simgeleyen heykel

Dönme dolap

Dönme Dolaptan Batum manzarası

Sahildeki heykeller

6 Mayıs parkı


Kaldığımız otel sahile ve Rustavelli caddesine çok yakın olan Mgzavrebi Otel idi. Fiyatı ucuz olmasına rağmen kalitesi gayet iyiydi. Odada mikrodalgadan su ısıtıcısına kadar her şey vardı ve temizdi.

Upuzun bir sahil şeridi

Otelin sahipleri de çok yardım severdiler. Batum’dan Tiflise nasıl geçeriz diye sorduğumuzda resepsiyondaki çocuk bizi üşenmeden arka sokaktaki tren bileti satılan yere götürdü.
Batum’dan Tiflis’e günde 2 sefer tren bulunmakta: 17:40 ve 22:30 trenleri. Biz 17:40 trenine bilet aldık, Tiflise varış saati 23:00 olarak gözüküyordu. (Ek bilgi: 1. Sınıf bilet ücreti 40 Lari, 2. Sınıf 23 Lari )

Rustavelli caddesi


 Tiyatro Binası

 Batum'dan gece manzaraları



2. gün sabahtan botanik bahçesine gittik. Taksi ile ulaşım 15 Lari fakat Tiblisi square’den kalkan dolmuşlarla giderseniz 2 Lari. Biz giderken taksi ile gittik ve dönüşte dolmuşlarla döndük.
Yemyeşil botanik bahçesi gez gez bitmiyor, 2 saat falan dolaştıktan sonra şehir merkezine geri döndük çünkü daha şehir içinde gezeceğimiz yerler vardı.(Giriş 6 Lari)

Botanik bahçesinden kareler


Bu arada botanik bahçesine giderken sağda güzel bir bina görürseniz bu bina Opera binası :)

Merkeze döndüğümüzde hafif yağmur atıştırmaya başlamıştı fakat rahatsız edecek boyutta değildi. Biz de Piazza Meydanı, Batumi Katedral, Orta Cami, Medea heykelinin ve Astronomik saatin bulunduğu Hera meydanı, Nicolas kilisesi gibi yapıların bulunduğu sokaklardan geçerek Batum’u gezdik. Sonrasında ise biraz karnımız acıkmıştı ve herkesin önerdiği bir restoran olan Megrul Lazuri’ye Gürcistan’ın ünlü yiyeceği olan Haçapuri yemeye gittik. (Botanik bahçesine giden 31 nolu dolmuşlar Megrul Lazuri’nin önünden geçmekte, 1 Lari :))

Arka sokaklarda kaybolmaca

 Orta Camii (Türk restoranların olduğu bölge)

 Sokak aralarından bir görüntü

 Hera meydanı

 Batumi Holy Mother Virgin's Nativity Katedral

 Piazza meydanındaki saat kulesi

Batum Las vegas olma yolunda ilerliyor sanırım, her yerde casinolar ve barlar mevcut. Şansını denemek isteyenler genellikle otellerin oyun salonlarını tercih ediyorlarmış. Benden söylemesi :)
Megrul Lazuri’den sonra otele geldik ve eşyalarımızı alıp tren istasyonuna geçtik. Tren tam 17:40’da hareket etti ve 23:00’de Tiflis’e vardı. Trenimiz zamanında vardı. Tiflis’te tren 2 durakta duruyor. Eğer şehir merkezinde inmek istiyorsanız son durakta inmeniz gerekmektedir.

Trenden Batum'a bakış

Tiflis’e vardığımızda İranlı birinin işlettiği, merkeze çok yakın bir hotelde kaldık. Vardığımız gece saat 23:00 olduğu için uyuduk ve ertesi güne full enerji ile başladık.
Tiflis enerji açısından da önemli bir şehir. Bir ülke olarak; enerji kaynağınız olmasa da enerji kaynağının taşındığı yol üzerindeyseniz en az kaynağı olan ülke kadar değerli oluyorsunuz. İşte Tiflis de öyle: Azerbaycan petrolünün taşındığı Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattından dolayı stratejik bir öneme sahip.

Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattı

Nüfusu 1.5 milyona yakın Tiflis’te ilk gün gezimize Rustavelli caddesinden başladık.
Rustavelli caddesinde sanat :)

Rustavelli'de heykeller


Bu cadde üzerinde bulunan Gürcistan Ulusal Müzesinin de içinde yer aldığı binadaki turizm ofisine uğradık ve bir harita aldık. Şehri gezmeye Ulusal müzeden başladık.



Gürcistan Ulusal Müzesi



1950,70 ve 80’lerde Moskova yönetimine karşı ayaklanmalar olduğunda bu ayaklanmalar kanlı bir biçimde bastırılmış. Ulusal müzede de bu dönem ile ilgili bir bölüm bulunuyor.




Sovyet yönetiminden sonra sanayi çöküyor. Sonrasında sanayi yok, maaşlar çok düşük, sokaklarda dilenen çok fazla yaşlı insan var.
2004 yılından itibaren de ekonomi ve turizm kenti olmak için çabalıyor. Fakat şehir mimarisi Sovyetlerin etkisini hala taşıyor.
Sonra Özgürlük meydanına geldik ve Pushkin caddesini izleyerek eski şehir merkezine vardık. 


Özgürlük Meydanı

Özgürlük meydanında bir sahaf


Nehrin karşısına geçmeden önce astronomik saatin olduğu Shavteli isimli sokaktan geçerek sokak aralarında dolaştık ve Barış köprüsü olarak bilinen ve şehrin dokusuna uymayan sonradan yapılmış köprüye vardık. 



Pushkin caddesi


Shavteli sokağındaki Saat kulesi

Kura nehri


Başkanlık sarayı ve tiyatro

Barış köprüsü

Körpünün üzerinden manzara gerçekten çok güzel. Köprüden geçtikten sonra bir teleferik ile karşılaşıyorsunuz. Bu teleferik Narikala kilisesinin bulunduğu tepeye çıkan teleferik.



Teleferikten Kura Nehri manzarası

Tepeye çıktığınızda yol üçe ayrılıyor: sağdaki yol Narikala kilisesine, ortadaki yol aşağı inerek botanik bahçesine, soldaki yol ise büyük bir heykelin olduğu tepeye gidiyor. 



Narikala kilisesinin bulunduğu kale


Biz önce sağdan giderek heykelin olduğu yere geldik ve geri dönüp botanik bahçesine giden merdivenlerden aşağı doğru indik. İndiğimiz yerdeki mahalle Azeri mahallesiydi.



Sokak aralarında dolaşmaca

Azeri mahallesinde sokak aralarında dolaşıp fotoğraf çektikten sonra Sülfür Hamamları olarak bilinen hamamlar bölgesine vardık.
Sülfür Hamamları


Burada bir kafede mola verdikten sonra Metekhi köprüsünden geçtik, köprünün karşı yakasında bulunan heykeller ve kilise manzarasını fotoğrafladıktan sonra yokuş yukarı doğru sokak aralarında kaybolarak yürümeye başladık. 



Metekhi kilisesi

Artık şehri az çok tanımıştık ve sokak aralarında kaybolarak Samabe Katedraline ulaştık.
Bu arada Gürcüler çok dindarlar, şehirlerinde çok fazla kilise var. Gezdiğimiz gün Pazardı ve gün boyunca gördüğümüz bütün kiliseler doluydu hem de gençler çoğunluktaydı.
Katedralin bulunduğu bölgede büyük ve küçük birçok kilise mevcut.


Sameba Katedrali

Daha sonra ise nehirden karşıya geçmeyi planlıyorduk fakat muhabbete dalınca şehir merkezinden baya uzaklaşıp Marjanishvilli meydanına varmışız. Burada haritamıza baktık ve Rustavelli meydanına yürüdük. Bu meydana gelmeden bir alt geçit göreceksiniz. Alt geçitten geçerken yukarı bakarsanız kocaman bir bisiklet heykeli göreceksiniz. Aynı zamanda geçidin üzerinden manzara harika :)


Bisiklet heykeli

Rustavelli meydanı


Sonrasında yine sokak aralarında kaybolarak Rustavelli caddesine yakın otelimize geri döndük ve 1-2 saat dinlendikten sonra Tiflis’i bir de gece görmeye karar verdik.
Tiflisteki ilk günümüzde neredeyse şehrin tamamını yürüyerek gezmiştik. 2. Gün de gitmediğimiz yerlere ara sokaklardan giderek şehri keşfetmeye devam ettik.


Öncelikle yine Rustavelli caddesine yakın olan 9 Nisan parkından geçerek “Dry Bridge Bazaar” olarak bilinen açık hava pazarına gittik. Burası 2. el eşyaların ve güzel el yapımı ürünlerin bulunduğu bir pazardı.


9 Nisan parkı

Dry Bridge Bazaar

İlk geldiğimiz gün hava yağmurluydu fakat 2. Gün şansımıza güneşli ve çok güzeldi. Biz de güneşin keyfini çıkarttık. Daha sonrasında 9 Nisan caddesini takip ederek Fünikülere ulaştık. Buradan fünikülere binerek Mtatsminda parkın bulunduğu tepeye çıktık.


Fünikülerden Tiflis manzarası


Mtatsminda parkı

 Dönme dolaptan Tiflis


Buradan manzara müthiş! Hatta dönme dolaba binmeye cesaret ederseniz (ki mutlaka tavsiye ediyorum) Kura nehrinin ikiye böldüğü Tiflis’e metrelerce yukardan bakmanın zevkini yaşamanızı öneriyorum.
Dönerken fünikülere binmek yerine ormanın içinden yürümeyi seçtik. Tabi yol döne döne indiği için inerken yorulduk, ama çok keyifliydi :)



2. günümüzde de şehri yürüyerek tavaf etmiştik ve artık Gürcistan mutfağının güzel yemeklerinden yemeyi hak etmiştik. Yolumuzu Özgürlük meydanına ve oradan da ünlü Leselidze sokağına çevirdik. Birbirinden güzel kafeler, mekânlar olan bu sokak gece çok güzeldi. Pastoral isimli organik konseptli bir restorana oturduk ve haçapuri ve hinkal’ın tadına baktık.
Yemeğimiz bittikten sonra da Leselidze’nin yan sokakları olan Erekle II, Sioni, Shardeni sokaklarında arka sokak turumuza devam ettik.
Cuma sabah Hopa’da başlayan ve 4. Günün sonunda Tiflis'te sona eren Gürcistan gezimiz sonuç olarak dolu dolu ve çok güzel geçti. 
TR’ye yakınlığı ve ucuz olması sebebi ile 4 günlük kısa bir tur yapmak isteyen herkes Gürcistan'ı planlarına katabilir :)