Kuveyt, kelime olarak “su kenarındaki kale”
anlamına gelse de tanıştığım Kuveytliler tarafından coğrafi konumu itibari ile “petrol
gölü üzerinde yüzen bir ülke” olarak tanımlanmaktadır.
Kuveyt Haritası Kuveyt Kuleleri
Nüfusu
3,5 milyon civarındadır. Bu nüfusun yarısını başta Mısırlı ve Hintli yabancılar
olmak üzere göçmenler oluşturuyor. Ülkedeki nüfusun büyük kısmı Kuveyt şehrinde
yaşamaktadır.
Kuveyt sokaklarından manzara
Mevsimsel olarak ise her zaman sıcak bir hava hâkim. Kasım-Şubat ayları ziyaret için önerilse de Mart ayı da gitmek için en uygun aylardan biri bence. Akşam hafif estiğine bile şahit
oldum. Kum fırtınası da olmuyor değilmiş fakat 360 günün toplasan 30-40 günü
oluyormuş.
Kuveyt şehir merkezindeki liman
Gitmeden
önce yaptığım araştırmalar sonucu az da olsa birkaç blog yazısı bulabildim
Kuveyt hakkında. Gidenlerin çoğu gibi ben de o bölgedeki ülkelere benzer bir
yer bulacağımı düşünüyordum. Ülkede alkol yasak olduğu için sosyal hayat
açısından Suudi Arabistan’a yakın bir yer bekliyordum. Tabi ki şehircilik
açısından da gökdelenlerin olmasından başka beklentim yoktu. Fakat gidince fark
ettim ki özellikle kadınların sosyal hayat ve iş yaşamındaki yerleri konusunda
biraz yanılmışım.
Devasa deney tüpleri
(Alışveriş merkezini süsleyen bir heykel)
Souq Shark
Çeşitli bakanlıklarla ve özel şirketlerle yaptığımız bir dizi
toplantıda üst düzey yöneticilerin çoğu kadın yöneticilerden oluşuyordu. Ayrıca
kadınları sosyal ortamda görmek de mümkündü. Örneğin Kuveyt’te akşamları
çocukları ve arkadaşları ile nargile içmeye giden, alışveriş yapan kadınları
görünce Suudi Arabistan’da araba kullanmaları dahi yasak olan kadınlara göre
kıyaslanmayacak durumda oldukları gerçeğini görmüş oldum. Ayrıca tanıştığım
Kuveytli arkadaşlardan da öğrendiğim kadarı ile aile içinde de kadının
özellikle annenin baskın olması, evi yönetmesi durumu sık karşılaşılan bir
durummuş. Yani Suudi Arabistan ile karşılaştırılmayacak şekilde Kuveyt’te
kadınlar hayatın içindeler.
Restore edilen tarihi binalar ve yeni yapılan gökdelenler
Yerli kadınların çoğu siyah çarşaf giyerken açık
kadınları da görmek mümkün. Ayrıca ülkeye gelen yabancı kadınlar için de İran,
Suudi Arabistan gibi ülkelerde olduğu gibi kapanma şartı istenmemektedir. Yabancılar
istedikleri gibi giyinmektedirler. Sadece yerli ve yabancı kadınların açık bir
şekilde denize girmesine izin verilmemektedir.
Liberation Tower
Ayrıca Kuveytli kadınlar siyah çarşaf ve pardesü giymelerine rağmen çok süslüler.
Bunu da yüz makyajlarından, çanta ve ayakkabı seçimlerinden ya da çarşaflarının
kenarındaki süslü işlemelerden anlayabilirsiniz. Kuveytliler, Türkiye’ye
çoğunlukla saç ekimi ve estetik için ziyaret ediyorlarmış.
Kuveyt Korniş
Şehir
genel olarak temiz ve insanlar hakkındaki izlenimlerim ise şu şekilde: temiz
pak, kibar, güler yüzlü, misafirperver, yardımsever insanlar.
Kuveyt Sahil Şeridi
Erkeğin
4 kadın ile evlenmesi serbest. Fakat Kuveytli Mohammed, kendi ailesinden son 3
kuşaktır kimsenin tek eş dışına çıkmadığını ve yeni neslin de tek eş tercih
ettiğini belirtti.
Şehir merkezinde şeker kamışı suyu satıcısı
Kuveytlilerin
eğitim düzeyi oldukça yüksek. Çoğu Amerika’da ya da İngiltere de eğitim almış
ve ülkelerine geri dönmüşler.
Kuveyt gece manzaraları
Devlet
çoğu körfez ülkesinde olduğu gibi kendi vatandaşını kayırıyor. Tüm kurallar
ülkedeki yerli ve yabancılar için ayrı işlemekteymiş. Kuveytliler ferah içinde
yaşarken, göçmenlere verilen ücretler ve çalışma saatleri insani şartları
aştığından şikâyet ediyorlar. Yabancıların çoğu hizmet sektöründe çalışıyorlar
bu arada. Bu arada her konuda olduğu gibi sağlık sisteminde ve eğitim
sisteminde de çifte standart var. Yerlilere çoğu devlet hizmeti ücretsiz iken,
yabancılara verilen ilaçlar, sağlık kontrolleri ise minimum düzeydeymiş. Olan
biten resmen “modern kölelik”.
Sahilden Kuveyt Towers'a bakış
Lübnan’da
görüp şok olduğum bir durum olan çocuk bakıcılarına hemşire kıyafeti gibi bir
kıyafet giydirme olayı burada da gözüme çarptı. Çoğu Asyalı olan minyon
yardımcılar, altında ezildikleri çalışma şartları ve adaletsiz ücretlendirme
yetmiyormuş gibi bir de giydirildikleri kıyafet ile daha alt seviyede oldukları
vurgulanıyor. Ne acı!
Kuveyt Towers
Mısır’a
gitmedim ama mısıra giden arkadaşlarımdan trafiğin çok kötü olduğunu duymuştum.
İşte Kuveyt’teki trafiğin kötü olmasının sebebi de şoförlerin çok büyük bir
kısmının Mısırlı olması :) Hatta tanıştığım
Mısırlı bir taksici de bu durumu onayladı :)
Avenue alışveriş merkezi (Sanırsın gece klübü)
Al Mubarakiye Souq
Ülke
yönetimi Al-Sabah ailesinin elinde. Al Sabah ailesinden olan Emir ülkenin karar
vericisi. Bunun yanı sıra Al-Sabah ailesine yakın aileleler de ticari olarak
aktifler.
Salmiya bölgesindeki Marina'dan manzaralar
Kuveyt an itibari ile; Dünya’nın en büyük petrol üreticisi ve ihracatçısı, Dünya’nın en büyük 6. petrol rezervine sahip ülke konumundadır.
Bu arada petrolün tarihçesinden de bahsetmek istiyorum: Petrolü Kuveyt’te ilk olarak İngilizler bulur. İngilizler, Kuwait Petrol Şirketi (Kuwait Oil Company, KOC) adında şirket kurar. Bu şirketin kurucuları British Petroleum (BP) ve Gulf Oil (Chevron)’dir. 1970’lerde kamulaştırılmaya çalışılan Kuveyt Petrol Şirketi (KOC) %60 devlet, %40’da kurucu şirketleri olan BP ve Gulf Oil olacak şekilde paylaşılır.
Kuveyt Petrol Şirketi Sahası (Kuwait Oil Company)
Gelelim Kuveyt'in tarihçesine: Kuveyt’in
tarihi Antik Yunan’a kadar dayanmaktadır. Fakat size TC Kuveyt Büyükelçiliği
sayfasından alıntılar yaparak tarihi konusunda bilgi aktarmak istiyorum. Bu sitedeki paylaşım Kuveyt tarihini özetlemek açısından gayet bilgilendirici:
http://kuveyt.be.mfa.gov.tr/ShowInfoNotes.aspx?ID=156219
Su kuleleri
(Şebeke suyunu depolamak için yaptırılan 33 su kulesinden bir kaçı)
Alhambra Kulesi
(Dünyanın beton olarak inşa edilen en yüksek kulesi)
KUVEYT TARİHİ
Kuveyt 16. yüzyıl başlarından itibaren
1916 yılına kadar hukuken Osmanlı toprağı olmuştur. Merkezi Osmanlı Devleti o
zaman ekonomik ve stratejik önemi bulunmayan ve üzerinde ciddi bir yerleşim
olmayan Kuveyt’le 18. yüzyıl sonlarına kadar ilgilenmemiştir. Osmanlı Hükümeti
Kuveyt’e ancak Batılı şirketlerin Asya ile ticaretlerinde Körfez bölgesini
kullanmaya başlamalarından sonra ilgi duymaya başlamıştır. Osmanlı
İmparatorluğu’nun burada egemenliğini fiilen tesis etme çabaları başlayınca
başta İngiltere olmak üzere Batılı ülkelerin tepkileri de ortaya çıkmıştır.
Mahalli Kuveyt Yönetimi I. Dünya Savaşına kadarki dönem içerisinde Osmanlı ve
İngiltere’ye karşı denge içinde hareket etmiştir. Bu çerçevede, 1899 yılında
İngiltere’yle imzaladığı gizli bir anlaşmayla bu ülkenin himayesini kabul
etmiştir.
1700-1710: El Sabah ailesinin de içinde
bulunduğu Utub kabilesi İran’dan gördüğü baskı üzerine Bahreyn’den Osmanlı
eyaleti olan Basra’ya iltica eder. Daha sonra Osmanlı devletinin izniyle bir
bölümü o sıralarda daha ziyade balıkçılar barınağı ve Ahsa kabilelerinin
yazlıkları olan Kuveyt’e yerleşir. Kuveyt’e yerleşen kabileler Al Sabah ailesi
tarafından geleneksel bir şekilde idare edilmeye başlanır.
1820-1840: Diğer Körfez şeyhlikleri gibi
Kuveyt de İngilizlerin ilgi alanına girmiştir.
1840-1860: İngilizlerin bölgedeki
faaliyetlerinden rahatsız olan Osmanlı Devleti Kuveyt, Bahreyn gibi stratejik
mevkileri Basra üzerinden kontrol etmeye başlamıştır. Ancak bu pasif bir
kontrol dönemidir.
1860-1869: Özellikle1856 Paris
Anlaşmasından sonra, fiili hâkimiyet alanlarını İngiltere başta olmak üzere
Avrupalı devletlere tasdik ettirmek isteyen Osmanlı Devleti, Basra Körfezi’nde
de faaliyetlere girişerek, özellikle Kuveyt üzerinde etkin kontrolü sağlamaya
çalışır. Bu dönemde, 1864’te bütün imparatorluk dâhilinde ve özellikle Bağdat
vilayetindeki yeni mahalli düzenlemelerde Kuveyt de gündeme alınır. Bağdat
Valileri, Takiyuddin Paşa ve Mehmet Namık Paşa bu konuda ciddi gayretler
gösterirler.
1869-1872: Bağdat Valisi Mithat Paşa,
Osmanlı nüfuz alanı içindeki Basra Körfezi’nde faaliyetlerde bulunur. Bu
çerçevede, birçok yeni kaymakamlıklar teşkil edilir. 1869 yılında Kuveyt de bir
kaymakamlık olarak teşkilatlandırılır. Bölgedeki diğer bir takım yerlerdeki
gibi, yeni oluşturulan kaymakamlıklara o bölgenin eşrafı veya geleneksel
emirleri atanır. Bu çerçevede, Emir de Kuveyt kaymakamlığına atanır. Bu
tarihten sonra devlet ile daha sıkı işbirliğine giren El Sabah ailesi, bölgede
Osmanlı nüfuzunun etkin bir şekilde yerleşmesine katkıda bulunur. Bunun en
güzel örneği 1871’de yapılan Ahsa askeri harekâtında Kuveyt’in 80 gemilik bir
filo ile devletin yanında yer almasıdır. Bundan dolayı da devlet tarafından
ödüllendirilen El Sabah ailesinin özellikle Basra ve Fav bölgelerinde mülk
edinmelerine izin verilir.
1872-1899: İlişkiler “tabi-metbu”
çerçevesinde oldukça iyi şekilde sürer. Ancak, 1878’den itibaren Körfez’deki
korsanlık faaliyetlerini bahane eden İngiltere, bölgede tek taraflı
girişimlerde bulunmaya başlar. Bu da Osmanlı-İngiliz diplomasi ilişkilerini
uzun yıllar etkileyecektir. Aynı dönemde, Necid (Orta Arabistan) bölgesindeki
bir takım geleneksel güçlerin birbiri ile çekişmeleri Kuveyt’in de
etkilenmesine neden olur. Özellikle iç kesimlerde önemli bir güç olan İbn
Reşid’in Kuveyt’e doğru nüfuzunu yayma eğilimleri bunda etkili olur. Bu konuda
İngilizlerin de tahriki ile Osmanlı Devleti tarafından korunamayacağı
endişesiyle Kuveyt Kaymakamı İngilizlerle 1899’da gizli bir anlaşma yapar.
1899-1913: Bu dönemde sahnede Almanlar
ve Ruslar da vardır. Özellikle Almanlara imtiyazı verilen Bağdat demiryolunun
son istasyonunun Kuveyt olarak tasarlanması, Osmanlı Devleti ile İngiltere’nin
arasında ciddi problemlere sebep olur. 1913’te yapılmış olan Osmanlı-İngiliz
Anlaşması bölgenin yeni şekillenmesinde önemli katkı sağlar. Bu Anlaşmada,
Osmanlı Devletinin, Bahreyn üzerindeki iddialarından vazgeçmesi karşılığında,
İngiltere Kuveyt’in özerk bir kaymakamlık olarak Osmanlı Devletine bağlanmasını
kabul eder. Bu vesileyle özerk Kuveyt’in sınırları çizilir. Ancak I. Dünya
Savaşı bütün dengeleri altüst eder. Kuveyt’in sınırlarını da belirleyen 1913
Anlaşması, savaş sebebiyle taraflarca onaylanamaz. Basra’nın 1916 yılında
İngilizler tarafından işgal edilmesi üzerine Osmanlı Devletinin Kuveyt’le olan
fiili ilişkileri son bulur.
Irak, 1990 yılında Kuveyt’i işgal
ederken ileri sürdüğü tezde, 1913 Anlaşmasının onaylanmamış olmasından
hareketle, Kuveyt’in Osmanlı’nın Basra Vilayetinin bir parçası olduğunu,
dolayısıyla Irak’tan ayrılamayacağını ileri sürmüştür. Kuveyt ise, özellikle
kurtuluş sonrası yaygın şekilde kullanmaya başladığı bir tarihsel yorumla bunu
reddetmekte ve hiçbir zaman Osmanlı’nın fiilen parçası olmadığını, sadece Hilafete
bağlılığı dolayısıyla Osmanlı’yla ilişkisi bulunduğunu ileri sürmektedir.
Kuveyt, bu yorum tarzına inandırıcılık katmak amacıyla, İngiltere ile 1899’da
imzaladığı Anlaşma üzerinde özellikle vurgu yapmaktadır. Ancak, son yıllarda
Osmanlı arşivlerindeki Kuveyt’le ilgili belgelerin gün ışığına çıkmasıyla,
Kuveytli tarihçiler de ülkedeki Osmanlı hâkimiyeti dönemine daha objektif bir
gözle bakmaya başlamıştır.
1920-1961: Kuveyt’te Milletler Cemiyeti
kararıyla İngiliz mandası tesis edilmiş ve bu statü 1961 yılına kadar
sürmüştür. 19 Haziran 1961’de, 1899 yılında imzalanmış olan Anlaşma’nın sona
erdirilmesiyle Kuveyt’in bağımsızlığı ilan edilmiştir.
Yakın dönemde yaşandığı için Irak-Kuveyt savaşına da değinmek istiyorum: 1990’da komşusu Irak tarafından işgal edilen Kuveyt ABD’nin
önderlik ettiği bir grup ülke yardımı ile bu durumdan kurtulur. Irak’ın Kuveyt’e
dalma sebebi; 19. şehri olarak iddia ettiği Kuveyt’i topraklarına katmaktır. 7
ay boyunca Irak, Kuveyt’te taş üzerinde taş bırakmaz. Hatta çekilirken de 800’e
yakın petrol kuyusunu ateşe verir. Ülke cayır cayır yanar tabiri caizse. (Petrol
gitti gitmesine de çevre felaketini düşünsenize bir de!)
Yemek'ten önce ve sonra ikram edilen Hurma tabağı
Arab coffe olarak bilinen fakat kaküle denen bitkinin kaynatılması
ile elde edilen bir içecek
Kuveyt Muhallebisi (Gül suyu vardı içinde)
Nargile kafe ve çayhaneler oldukça yaygın
Kuveyt Şehri; ülkenin büyük nüfusunun yaşadığı şehir. Irak sayesinde gezip görülecek tarihi bir yer kalmasa da yine de gezilecek yerler mevcut.
Sahil şeridi-Korniş, Kuveyt Kuleleri, Liberation Tower (Kurtuluş Kulesi), Alhambra Kulesi, Büyük Cami, Ulusal Müze, Al Mubarakiye Souq, Souq Shark, Avenue alışveriş merkezi, Su kuleleri benim şeri gezerken rastladığım yerlerden birkaçıdır.
Kuveyt Şehir Haritası
Kuveyt Kuleleri biri restoran diğeri su kulesi olmak üzere yanyana 2 kuleden oluşan yapıdır.
Kurtuluş kulesi olarak bilinen Liberation towers televizyon kulesidir ve şehrin merkezinde bulunmaktadır.
Al mubarakiye souq, şehrin eski merkezinde bulunan küçük dükkanların bulunduğu alışveriş çarşısıdır.
Avenue alışveriş merkezi Kuveytin en büyük alışveriş merkezi olup, tasarımı enterasan biryerdir.
Su kuleleri ise içme suyunun petrolden daha pahalı bir ülke olması sebebi le suyu depolamak için yaptırılan kuleledir.
Sonuç olarak; Kuveyt'te bulunduğum 3-4 gün boyunca gerek yerel insanlardan gerekse Kuveyt'te yaşayan yabancılardan edindiğim bilgiler ve araştırmalarım ışığında bir ülke hakkında daha bilgi sahibi olmuş oldum. Kuveyt hakkındaki izlenimlerim bana özel olup giden herkesin bu görüşlerle döneceğini bekleyemeyiz. Çehresi çok fazla değişen körfez ülkelerine kısa süre de olsa gidilmesini, hikayelerini yerinde dinlenmesini tavsiye ediyorum.
***Notlar:
1) Resmi tatil ibadet günü olan Cuma günü ve cumartesi günü
2) Kuveyt dinarı dünyadaki en değerli para birimi 1 KD = 3,7 USD = 8 TL
3) TR ile 1 saat zaman farkı var.
4) Enerji konularında araştırmaya meraklı olanlar için Bknz: 7 kızkardeşler, BP, Chevron, bla bla bla…