28 Kasım 2013 Perşembe

ABU DABİ: Ufacık, Tefecik, İçi Petrol Dolu Emirlik...


Abu Dabi, Birleşik Arap Emirliklerinin başkenti olmakla birlikte zenginliğin göze maksimum çarptığı emirliklerden biridir. Basra körfezinde bulunması sebebi ile petrolün nimetlerinden oldukça yararlanmaktadır ve abartı zenginliğini de petrole borçludur.
Abu Dabi’ye geldiğinizde tıpkı Dubai gibi, (petrol sayesinde) çölden modern bir şehir yaratıldığını görüyorsunuz.
Son yıllarda finans ve turizm açısından önem kazanmaya başlamıştır ve Dubai’den sonra önemli bir merkez olmuştur.

Gökdelenleri ile göze çarpan Abu Dabi’ye iş için gittim ve işten geri kalan vakitlerimde şehri gezmeye çalıştım.
Dünya’nın 5. büyük petrol rezervlerine sahip Birleşik Arap Emirlikleri’nde kaynakları kontrol eden emirlik tabi ki başkent Abu Dabi.

                             https://blogs.law.harvard.edu/mesh/2007/12/who_has_oil/
(detaylı görmek için üzerine tıklayınız)

Coğrafya çöl olmasına rağmen enerji açısından bereketli. Petrolleri var ve bunun kaymağını sonuna kadar yiyorlar fakat bölgenin güneş potansiyeli de çok önemli düzeyde. Bu sebeple tükenen fosil kaynaklara alternatif yenilenebilir enerji alanında da yatırımlar yapmaktalar. Abu Dabi’de kurulan SHAMS-I isimli parabolik ayna içeren yoğunlaştırılmış güneş enerjisi santrali de enerji politikalarında güneş enerjisine değer verdiklerini gösteren en önemli kanıttır. http://www.shamspower.ae/en/about-us/overview/

                                             Shams I-CSP Parabolic Power Plant 

Şimdi gelelim Abu Dabi’de görülecek yerlere:

Mutlaka plajlardan birine gitmenizi öneriyorum. Ben Kasım ayının ortasında gitmeme rağmen denize girebildim. Akşamüstü hava biraz soğudu fakat serin havada denize girmenin keyfi de bir başka oluyor. Tabi ki mayıs haziran temmuz aylarında giderseniz çok daha sıcak olacaktır. Plajdaki kumlar çok ince, denizin içinde sanki çamura batmışsınız gibi hissediyorsunuz. Ama turkuaz renkli suya kendinizi bıraktığınızda Kasım’da denize girebildiğiniz için ne kadar şanslı olduğunuzu düşünüyorsunuz.

Kadınlar rahatça denize girebiliyor. Bu konuda sıkıntı yok. Ücretli halk plajlarını tercih ederseniz turistlerin çoğunlukta olduğunu göreceksiniz.

Cornish- Halk plajı

Plaj'dan Hermitage Village'e bakış

Marina mall ile aynı adada bulunan “Heritage village”da görülmesi gereken yerlerden biridir.

Akşamüstü sahil kıyılarında spor yapan, yürüyen, vakit geçiren Abu Dabili’leri görünce şaşırmayın. Çünkü Cornish denilen sahil kenarlarında akşam serinliğinde yürüyüş yapmak, bisiklete binmek yapılabilecek en mantıklı aktivitelerden biridir. “Yok efendim ben yürümem alışveriş yaparım” derseniz Marina Mall, Abu Dabi Mall gibi çok büyük alışveriş merkezlerine kendinizi hapsederek de vakit geçirebilirsiniz.

 Marina Mall 

Cornish

Etihat Towers 

                                          Intercontinental Otelin 18. katından manzara

Yaklaşık 1 saat süren havai fişek gösterisi

Çizgi film kahramanı PEPE-Arabic Style :)


Abu Dabi’ye gelmişken “Sheikh Zayed Camisi”ni görmeden dönmeyin. Birleşik Arap emirliklerinin kurucusundan ismini alan cami, Dünya'nın en büyük ilk 10 camisi arasındadır (5. ya da 8. olduğu iddia edilmektedir). Zarifliği ve mimarisi ile Tac Mahal’e benzetilen camiyi çok fazla turist ziyaret etmektedir. Çoğu (Fas, Tunus gibi) Arap ülkesinde camilere sadece Müslümanlar (Hatta kelime-i şehadet getiren Müslümanlar) girebilmektedir. Fakat Abu Dabi’deki Şeyh Zayed Camisini kıyafeti uygun olan herkes ziyaret edebilmektedir.

Sheikh Zayed Camisi



Şehrin biraz dışında kalan “Al Maqta hisarı” ise yolunuzun üzerinde ise ziyaret edilebilir.

Emirates sarayı yapısı itibari ile tarihi bir bina zannedilebilir fakat kendisi bir oteldir ve gecelik konaklaması en pahalı otellerden biridir.




Ferrari World’un bulunduğu çeşitli sulu ve yapay aktivitelerin bulunduğu "Yas adası" da ilgi alanları doğrultusunda vakit geçirilebilecek bir diğer adadır.

Saadiyat adası Abu Dabi’nin müzelerinin bulunduğu adadır: Guggenheim müzesi, Zayed National museum, Louvre museum burada bulunmaktadır. Vakit bulunursa gidilmesi gereken adadır.

*** Petrol ülkesi olması sebebi ile taksiler de ucuzdur ve her yere taksi ile gidilebilir. Taksiye bindiğinizde dikkat edin bir monitörde şoförün adı kimlik numarası gibi bilgiler göreceksiniz. 

*** Çoğu Arap ülkesinde olduğu gibi  Abu Dabi'de de hizmet sektöründe Hintli, Sri Lankalı, Endonezyalı, Bangladeşli insanlar çok ucuza çalışmaktadır. 


14 Kasım 2013 Perşembe

Güzeldere Şelalesi-Efteni Gölü-Abant Gölü-Gölcük Gölü-Yedigöller

Güzel güneşli günlerin ardından gelen sonbaharın sarı-turuncu-yeşil renk cümbüşünü görmek için düştük yollara...

Hafta sonu 2 günümüzü Düzce il sınırlarında kalan "Güzeldere Şelalesi ve Efteni Gölü"ne ve Bolu il sınırlarındaki "Gölcük gölü, Abant gölü ve Yedigöller"de geçirdik.

Günün her saatine göre değişen renk cümbüşü görülmeye değerdi. 

Cumartesi günü; Güzeldere Şelalesi, Efteni Gölü ve Abant Gölü'nde vakit geçirdik. Güzeldere şelalesi için ulaşım ve detaylı bilgi isterseniz Düzce ilinin resmi web sayfasına bakabilirsiniz: http://www.duzcekulturturizm.gov.tr/sayfa.asp?id=84


GÜZELDERE ŞELALESİ


Güzeldere şelalesini görmek için merdivenlerden inmeniz gerekiyor. Merdivenler çok dik olmamakla birlikte sağlık sorunu olmayan herkes rahatlıkla yürüyebilir.
Fakat nemli yapraklara DİKKAT etmekte fayda var!!!! :)


Güzeldere şelalesinin girişinde küçük bir çay evi var. Güzeldere şelalesinin 
yorgunluğunu burada çay-kahve içerek atabilirsiniz. 

Ayrıca yerel tatlara ilginiz varsa burada satılan reçel çeşitlerinden ve 
baldan tadıp satın alabilirsiniz.


Güzeldere şelalesinden sonra yakınındaki Efteni gölüne gittik. Tahta bir iskele ile gölün ortalarına kadar gelebiliyorsunuz ve muhteşem yansıma fotografları çekebiliyorsunuz.

EFTENİ GÖLÜ

Efteni gölünde bir süre fotograf çektikten sonra Abant gölüne doğru yol alıyoruz. 

Abant gölü, koruma altın alınan milli park sınırları içerisinde kalıyor. Gölün etrafına yapılan kaldırım şeklindeki yürüme yolları ve çirkin otellere rağmen güneşin kızıllığı gölün üzerine vurduğu anda herşeyi unutuyorsunuz

Sessizce gün batımındaki renk değişimine şahit olmak ve güneşi Abant gölünde batırmak gerçekten muhteşem bir deneyim. Fazla söze gerek yok buyurun size Abant Gölü fotoları:


ABANT GÖLÜ

***Abant Gölünün su samurlarının yaşam alanı olduğunu biliyor muydunuz? :)

Abant Gölünde Gün Batımı

Veee böylece ilk günün akşamını Abant Gölünde güneş batışına şahit olarak geçirmiş olduk.

Ertesi gün sabah erkenden Gölcük Gölüne geldik. Bu şirin göl benim en çok sevdiğim göllerden biridir. Etrafındaki yürüyüş yolundan yaklaşık 30-45 dk da gölün etrafını dolaşabilirsiniz. 

GÖLCÜK GÖLÜ




Gölcük gölünün etrafında tur attıktan sonraki durağımız Yedigöllerdi. 

7 tane göl bulunan Yedi göller; hafta sonu kaçamaklarının ve kampçıların gözde mekanı. Sonbaharın renk festivali ve hafta sonu havanın güzel olması sebebi ile bizim gittiğimiz hafta da çokça tercih edilmiş. Sazlı göl, İnce göl, Kuru göl, Nazlı göl, Derin göl, Büyük göl, Serin göl Yedigöller olarak anılan bölgedeki göl isimleri.


YEDİ GÖLLER


Bu çifte Yedigöllerde rastladık :) Kendileri sırf fotograf çektirmek için İstanbul'dan 5 saatte Yedigöllere gelmişler. Fotograf çekimlerine biz de gelin tarafı olarak dahil olduk :)



Bu da "Fotografçıyı fotoğraflamak" isimli çalışmam :)


Yedigölleri de gezdikten sonra İstanbul'a dönüş yoluna geçtik. Hafta sonu da olsa kaçamak yapıp kafa dinlediğimiz bu gezi doğa ile iç içe ve çok dinlendirici geçti. Sonbaharda renk oyunlarını görmek çok keyifli olsa da İstanbul'a dönüşte kışın  buraya bir kez daha gelmek için kendi kendime söz verdim :)