15 Şubat 2013 Cuma

Komşumuz YUNANİSTAN :)

Yıllardır gitmek isteyip de fırsat bulamadığım, Atalarımızın geldiği ve komşumuz olan Yunanistan'a 2012 Yılının Ağustos ayında gitme fırsatım oldu. 5 günlük kısa bir geziydi ama kesinlikle gittiğimize değdi. 
SELANİK-ATİNA-KALAMBAKA-KAVALA gezi detaylarımı bu yazımda bulabilirsiniz:




SELANİK:
Sadece Yunanistan’da bir şehir değil benim için Selanik. “Nerelisin?” sorusuna “İstanbulluyum” cevabı verdiğimde bu cevap ile yetinmeyen kişiye yapacağım açıklamadır: “Dedelerimiz Atalarımız Selanik’ten gelmiş”.

1430’lardan 1912’ye kadar Osmanlı himayesindedir Selanik. Osmanlının hakimiyetinden sonra buradaki halk yine bir süre daha burada yaşamaya devam etmiş. Daha sonra ise 1922’lerde başlayan "Mübadele" ile Türk nüfus Anadolu’ya, Anadolulu Rumlar da Yunanistan’a göç ettirilirler.


Selanik; kalenin olduğu eski Selanik ve sahile paralel yeni Selanik olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Gezmeye yukarıdan yani eski Selanik’ten başlamak daha mantıklı çünkü gezerek yokuş aşağı inmek keyifli oluyor.

                                                                  Selanik kalesi

Kale civarındaki ara sokaklarda dolaşmak, 2-3 katlı rengarenk evler ve çiçekli bahçelere rastlamak geziyi daha da keyifli hale getiriyor.


 

Kalenin bulunduğu eski Selanik’i gezdikten sonra artık sahil kenarındaki Selanik’i keşfedebilirsiniz.
Sahile inen dik sokakların birinde Galerius’un Zafer Takı'na rastlayacaksınız ve buranın yakınında Aziz Georgios kilisesi, Alatza İmaret cami, Aziz Dimitrios kilisesini gezmenizi öneriyorum.



                                                          Aziz Dimitrios Kilisesi

 



Ayrıca yine bu bölgede Atatürk’ün doğduğu ev bulunmaktadır. Fakat bizim gittiğimiz dönemde tadilatta olduğundan kapalıydı.

Atatürk'ün evinin olduğu sokaktaki şirin kafe

Dik inen sokakların herhangi birinden Aristoteles meydanına ve Rıhtıma kolayca ulaşabilirsiniz.

Aristoteles heykeli

 
Beyaz Kule
 


Türkiye'deki kıyı şehirlerini andıran kordonda, kafelerden birinde oturup Yunanistan'da meşhur olan bol köpüklü yoğun frappenizin tadını çıkarabilirsiniz.
Kordon boyu
 
Selanik’te zaman kalırsa şu müzelere de gidilmesini öneririm: Arkeoloji müzesi, Bizans kültür müzesi ve Yahudi tarihi müzesi.

Selanik’ten Atina’ya geçerken yol kenarında Aghia Pareskevi yeraltı kilisesi bulunmaktadır. Ormanın içinde, nehrin kenarında askı köprü ile geçilebilen küçük bir kilise ama etrafını saran ağaçlarla gizemli olarak hala varlığını koruyor. Mutlaka görülmeli!




 Kilisenin Girişi
 Kilise önünde satılan hediyelikler

Yolda mola verirken de doğanın güzelliğini fotoğraflayabilirsiniz


ATİNA:
Başkent Atina'da gezmeye kaldığınız otele yakın bölgeden başlayabilirsiniz. Kaldığımız yer Vasilis Konstantinou caddesine yakınsa buradan başlayıp merkeze kadar yürüyebilirsiniz (ki biz öyle yaptık). Bu cadde üzerinde bulunan Savaş müzesi ve Bizans müzesi Atina’da gezilebilecek müzelerdendir.

Ayrıca bu yol üzerinde devasa boyutta camdan  yapılmış koşan bir adam bir heykeli görürseniz bu heykel "Maraton Heykel"idir.

Cumhurbaşkanlığı binası önüne geldiğinizde ise ponponlu ayakkabıları ve fırfırlı etekleri ile Cumhurbaşkanlığı önündeki askerlerin nöbet değişimine tanık olursanız şanslısınız demektir.

Atinaya gelmişken Atina 2004 Yaz Olimpiyatlarına ev sahipliği yapan Olimpiyat stadı görülmeden dönülmemelidir.
Olimpiyat stadı




Atina’ya gelme sebebi çoğu gezgin için Akropolis’i görmektir. Athena Nike, Parthenon, Erekhteion tapınakları bu bölgededir. Akropolis dinsel faaliyet alanı olarak kullanılan bölgeymiş. Agora bölgesi ise dinsel faaliyet dışındaki faaliyetlerin gerçekleştirildiği bölümleri içermekteymiş. Agora kelimesi “toplanma yeri” demekmiş. (Bu değerli bilgileri Atina'da tanıştığımız yerel rehberimiz Hristo’dan öğrenmiş bulunuyoruz)


















Plaka bölgesine giderken


Atina sokaklarında bir müzisyen


Atinalılar eylem yapacakları zaman genellikle Parlamento binası önünde toplanıp eylemlerini gerçekleştiriyorlar. Bizim gittiğimiz dönemde ekonomik kriz sebebi ile bütçeyi kısıtlayan devlet politikalarına karşı eylemler sıklaşmıştı fakat hiç eyleme rastlamadık.


Parlamento binası

Atina'ya gelmişken yakın bölgelere de geziler düzenleyebilirsiniz. Bunlardan biri Korinthos kanalıdır. Atina'dan Mora'ya giderken görülebilecek bir yerdir. Üzerinde bulunan eski köprünün kenarlarındaki yaya yolundan geçerek dar kanala doğru süzülen mavi suları izleyebilirsiniz.

Korinthos kanalı

Atina aynı zamanda hareketli gece hayatına da sahiptir. Akşamları ezgilerine hiç yabancı olmayacağınız canlı müzik eşliğinde ouzo yudumlayıp, Atina'ya (yine hiç yabancı olmayacağınız) özgü mezelerle karnınızı doyurabilirsiniz.

Atinada gece hayatı ve taverna


        Antik kentten gece manzaraları

KALAMBAKA-METEORA:
Kalambaka kentinin kuzeyinde bulunan Meteora, Ülkemizdeki Kapadokya bölgesinde bulunan Peri Bacalarını anımsatmaktadır. Fakat buradaki oluşumlar Kapadokyadaki'lerin yanında devasa boyutlarda kalmaktadır. Bu yapıların tepelerine kurulan manastırlar insanı hayrete düşürüyor. En büyüğü Megalou Meteorou, ikici büyük ise Varlam manastırlarıdır. 
Ziyaret edeceğiniz zaman manastırların açık olduğundan emin olmalısınız çünkü manastırlar her gün ve her saat ziyarete açık değiller!

Kalambaka-Meteroa








Varlam manastırı

Kalambaka'dan dönüş yolu üzerinde mimarisine aşina olduğunuz bir cami görebilirseniz.  Bu cami mimar Sinan tarafından yaptırılmış ve aslına yakın olarak korunan fakat ibadete kapalı olan bir camidir.

 Mimar Sinan'ın yaptırdığı cami



KAVALA:
Yunanistan gezimiz sırasında Kavala'ya vardığımızda akşam olmuştu. Bu güzel sahil kentini gündüz görme fırsatı bulamadık. Kavalalı Mehmet Ali Paşa sokağı olarak isimlendirilen sokağı ve kale civarını saat geç olmasına rağmen gezebilirsiniz. 
 Kavala



Kavala bizim Ege kıyılarındaki küçük balıkçı kasabalarından farksız. Buradaki balıkçılarda akşam yemeği yiedikten sonra sahil boyunca yürüyüş yapıp Kavala'nın tadını çıkarabilirsiniz.



Türkiye'deki uzun yol dinlenme tesislerinde ne satılıyor ise Yunanistan'da da konsept aynı :) Baklavadan lokuma bir çok ürün ortak. Gittiğinizde kesinlikle yabancılık çekmeyeceksiniz.


NOTLAR: 
*5 günlük Yunanistan gezimiz dolu dolu geçti fakat Yunanistan için yetecek bir süre değilmiş. Fakat Selanik, Atina, Kavala ve Kalambaka gibi en önemli şehirleri görmüş olduk.

*Şehirler arasında geçiş yaparken Pire, Larissa gibi küçük şehirlerden de geçtik fakat gezme fırsatımız olmadı.


*Bize çok yakın bir kültür, kesinlikle yabancılık çekmeyeceksiniz. Yeme içme konusunda da sıkıntı çekmeyeceksiniz.


*Gittiğiniz şehirlerde şık giyimli Türkçe konuşabilen Rumlara rastlarsanız şaşırmayın çünkü Onlar İstanbul'da doğup büyümüş, hatta eğitimini İstanbul'da almış ve son göç ile Yunanistan'a gelmiş olan İstanbullu Rumlardır.


*Yunanistan için ayıracak zamanınız 5 günden fazla ise adaları da plana katıp uzunca bir hem deniz hem kültür tatili yapabilirsiniz. =))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder