8 Kasım 2013 Cuma

TUNUS: Yasemin Devrimi’nin (sonradan diğer ülkelere yayılınca "Arap Baharı" olmuş) Başladığı Ülkeye Kısa Bir Yolculuk!

Kuzey Afrika’nın küçük, sevimli ve her türlü gezgine imkân sunan ülkesi Tunus’ta 4 gün bulunma fırsatım oldu.
Yolculuğumuz Tunus air ile rötarlı başladı. Fakat uçağı beklerken ilk dikkatimizi çeken şey: “insanların güler yüzlü ve pozitif” olmasıydı. Rötar insanlarda hiçbir gerginlik yaratmazken sıradaki insanların yüksek sesle kahkahalarına şahit olduk. Hatta sıradaki büyük çoğunluğun bilet kontrolü için gelen görevlilerle fotoğraf çektirip eğlenmeleri de herkesi kahkahalara boğdu :)
Saatin TR’den geride olması bizim için avantaj oldu: Rötar ve uçuştan dolayı kaybedilen zaman sanki hiç yaşanmamıştı :)


Neyse sonuç olarak indik Tunus şehrindeki Kartaca havalimanına. Çantaları aldıktan sonra önce döviz değişim işini hallettik. Gece yarısı olmasına rağmen exchange yapan 1-2 yer açıktı. Kur; 1 Tunus Dinarı = 1,2 TL; 1 Euro=2,25 Tunus Dinarı civarında idi. 

Para olayını hallettikten sonra taksi ile merkezde bulunan hostelimize gittik. Hava alanından çıkışta birçok taksi (Aynı Fas, İran, Hindistan gibi ülkelerde olduğu gibi) turist görünce hemen atılıyorlar. Fakat gezi bloglarında ve rehber kitapta da okuduğumuz üzere taksimetreyi açması konusunda mutlaka taksicilere ısrar edin deniliyordu. Biz de hava alanının hemen önünden değil de biraz sol tarafa yürüdükten sonra bekleyen taksilere binmeye karar verdik. 

İngilizce bilen çok fazla yok, Fransızca ve Arapça biliyor Tunuslular. Sonuç olarak; taksici ile bir şekilde anlaştık ve taksimetreyi de zar zor açtırarak yola koyulduk.

Hostelimiz çok merkezi bir yer olan Muhammed V. Caddesindeydi. Buraya vardığımızda taksici bize bir sürpriz yaptı ve bizden taksimetrede de 6 Dinar yazmasına rağmen 20 Dinar istedi. Ben de 20 dinarın çok fazla olduğunu taksimetrede 6 dinar yazdığını söyledim. (ikimizde farklı dillerde konuşuyoruz bu arada :)) Sonra 10 dinardan fazla veremeyeceğimizi söyledim de neyse ikna oldu. (Bu arada dönüşte hava alanına 3 dinara döndüğümüzü de belirtmek istiyorum!) 


Kahvaltıda bizim gibi peynir domates yiyorlar :)

Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim: 2008’deki Fas gezimde beni en çok yoran şey turist kazıklamaya çalışan satıcılarla sürekli pazarlık yapmak olmuştu. Bu taksici olayından sonra aynı yorgunluğu Tunus’ta da yaşayacağımı görmüş oldum.

Tunus’a çok plan yaparak gelmedik aslında, zamanımız az ve yapacak şey çoktu. Bu sebeple sabah kalkıp günlük bir plan yaptık ve yola çıktık.

İlk gün Bardo müzesini, Kartaca antik kent kalıntılarını ve Sidi Bou Said şehrini gezdik.

Bardo Ulusal Müzesi; şehir merkezinin biraz dışında, taksi ile 3-5 Dinara kolayca ulaşabileceğiniz bir uzaklıkta. Gaziantep’teki Zeugma Mozaik Müzesi açılmadan önce dünyanın en büyük mozaik müzesiymiş. Müze gerçekten etkileyici. Kartaca, Roma, İslamiyet dönemlerini kapsayan dönemlere ait çoğu mozaikler burada görülebilir.

Bardo Müzesi Kat planı

Bardo müzesindeki mozaikler

Bardo müzesinden yine taksi yardımı ile (2-3 Dinar) Kartaca’ya gideceğimiz tren istasyonuna geldik. 


Tren'den yol manzaraları

Kartaca antik kalıntılar; Tunus’un en eski kenti olarak bilinen ve 6 tren istasyonu durağını kapsayan bölge antik kent severler için bulunmaz nimet :)

Kartaca antik kent haritası

Tunus’tan Sidi Bou Said’e giden TCM trenine binip “Kartaca Salambo” durağında indik. Bu durağa yakın Tofet tapınağına geldik en başta. Tofet tapınağı girişinde alacağınız bilet tüm Kartaca antik kent içindeki yerlere girmenizi sağlayacaktır. O sebeple buradan başlamak mantıklı bir seçim.

Kartaca Salambo’dan Kartaca Amilkar’a kadar tren istasyonuna paralel bölgede sağlı sollu görülecek muhteşem kalıntılar var:

Tofet tapınağı

Kartaca antik kent bölgesini gezerken karşınıza çıkacak manzaralar

Denizcilik müzesi 

Byrsa Tepesi

Byrsa Tepesinden manzara

 Byrsa Tepesindeki St Luis Katedrali

Kartaca Ulusal Müzesi

 Kartaca Ulusal Müzesi'nin çıkışında bir tiyatro gösterisine denk geldik :)

 Tarihin gölgesinde uyuyan bir kedicik 

  Kartaca Ulusal Müzesi bahçesi-Tunus bayrağı 

Amfiteatre

 Malga Sarnıcı

Hadrianus tiyatrosu

 Roma Villaları

 Antinous Pius Hamamları 

Yukarıda fotoğrafı olan yapılara ek olarak;

Pön limanları 
Acropolium
Odeon
Bazilika
Gargilius hamamları da diğer görülmesi gereken yerlerdendir.

Eğer yürümeyi seviyorsanız bu bölgeyi Salambo’dan başlayarak sağlı sollu yürüyebilir ve ara sokakları da keşfederek bir yarım gününüzü bu bölgede geçirebilirsiniz.

11:30 gibi yürümeye başladık ve akşam üstü 17:00 gibi tüm bölgeyi yürüyerek dolaşmıştık. Sonrasında güneş batışını izlerken kafelerinde dinleneceğimiz bir yer olan Sidi Bou Said köyüne gitmeye karar verdik. 

Zaten tarif ettiğim rotayı izlerseniz Sidi Bou Said e çok yaklaşmış olduğunuzu göreceksiniz. İster trenle (biz trenle gittik) ister taksi ile Sidi Bou Said’e ulaşabilirsiniz. 


Sidi Bou Said

Mavi-beyaz evlerin olduğu sokak aralarında dolaştıktan sonra tepeye doğru tırmandık ve manzarası muhteşem olan bir kafede oturup bir şeyler içtik. Buradaki garsonlara Türkiye’den geldiğinizi söylerseniz ekstra ilgi göreceğinizin garantisini verebilirim :))

Sidi Bou Said’de geç saatlere takılmaktan korkmayın çünkü dönüşte taksiye atlayıp 8-10 dinara ve yarım saatten az bir zamanda Tunus merkeze dönebilirsiniz.

İkinci gün için aslında planımız farklıydı fakat günlerimizi en etkin şekilde kullanmak için planda bir değişiklik yaptık ve 2. Gün Sousse (Suse, Susa) kentine geçtik. 

Sabah taksi ile (1-2 dinara) tren istasyonuna gittik. Kişi başı 4-5 dinara 2. Sınıf tren bileti aldık ve 9:30’da trene bindik. Aslında Sousse’ye ulaşmak 2 sa sürüyormuş fakat beklediğimizden daha uzun sürede geldik.

Tunusun 3. Büyük ve liman kenti olan Sousse’de tren istasyonu şehrin merkezinde yer alıyor: hem Medina’ya (eski şehir) hem de yeni şehre çok yakın. Yürüyerek Medina’nın içinde bulunan hostelimize gittik ve eşyalarımızı bıraktık. Sonrasında Sousse Medina’da gezdik. 

Sousse arkeoloji müzesini dolaşıp, küçük sokaklarda kendimizi kaybettik. Medina’da ayrıca Büyük Cami, Ribat, Kasba, Deyrü’s Sid ziyaret edilebilir.


Sousse arkeoloji müzesi 

Medusa

Sousse arkeoloji müzesi bahçesindeki kelebekler

 Sousse Medina


Büyük Cami

 Büyük Cami'nin karşısındaki küçük cami :)

Sousse Medina’da gezdikten sonra yine gün batımını görebileceğimiz ve akşamüstünü geçirebileceğimiz bir yer olan ve Sousse merkeze 1 saat uzaklıkta olan Monastır kentine gittik. Medina’nın surlarının dibinden kalkan otobüslere binerek gittiğimiz Monastır küçük sevimli, marinası olan bir kent. 



Monastır merkez

 Habib Burgiba anıtmezarı

Monastır liman

 Monastır liman'da yediğim tavuklu kuskus 
(ince bulguru pilav gibi pişirip yanında sebze ve etle servis ediyorlar)

 Medina

Monastır’da deniz kenarına inmeden önce Medina, Büyük Cami, Ribat (Kale), Habib Burgiba anıtmezarı ve camisi görülmesi gereken yerlerdendir.

Habib Burgiba Monastırlı olduğu için anıtmezarı burada bulunuyor ve burası önemli bir kent.
Habib Burgiba kimdir? Tunusun bağımsızlık mücadelesinde önemli rol oynayan ve Tunusun modernleşmesi için büyük çaba sarf eden ve Tunuslular tarafından çok sevilen bir lider. http://tr.wikipedia.org/wiki/Habib_Burgiba

Sonrasında Monastır limana indik ve yemek yeyip  günün yorgunluğunu attık. Dönüşte otobüs durağını bulmakta biraz zorlansak da otobüse atladığımız gibi Sousse’ye geldik.

Sousse’ye geldiğimizde ise Sousse gecelerine akalım dedik ve Medina’nın karşısındaki kafelerde oturup bira ve kahve içtik. Tunusun Celtia adında yerli bir birası var. Sorunca getiriyorlar. Bizimkilerden pek farkı yok, bana biraz tatlı geldi, deneyebilirsiniz.

Üçüncü günümüzde; sabah erken kalkıp Sousse’nin güneyinde bulunan (Sousse ve Sfax şehirleri arasında) El-Cem şehrine gittik. Buraya gitmek için öncelikle El-Cem’e giden dolmuşların bulunduğu dolmuş terminaline (Launge, lounge terminal, Tunuslular Lavaj terminal diyorlar :)) gitmeniz gerekmektedir. Bu terminallerde 8 kişilik dolmuşlar dolunca kalkıyorlar ve çoğu şehirler arasında ulaşım bunlarla sağlanıyor.

Kartaca’dan sonra Roma hakimiyetine giren bu kentte Roma amfiteatrı görülmeye değer. Osmanlı döneminde ise hükümet karşıtlarının barınağı olmuş, Osman bey de burayı topa tutmuş.

Roma amfiteatrı

El-Cem’de tiyatro dışında biz müze var eğer vaktiniz varsa gidilebilir.

El-Cem’den Kayrevan şehrine geçtik. El-Cem’den Kayrevan’a tek vasıta ile geçmek mümkün değil. Yine Lavaj terminallerde 3 aktarma yaparak 1-2 saatte Kayrevan şehrine ulaştık. 

Kayrevan İslamiyet açısından en önemli merkezlerden ve Müslümanlar için Kuzey Afrika’daki en kutsal şehir.
Yine çoğu şehirde olduğu gibi Kayrevan'ın da medinası var. Fakat bu şehirdeki medina en güzel kapıları olan evlerle dolu.

Büyük Cami
Aglebi Su deposu
Baruta Kuyusu (Bir Baruta)
Üç kapı camisi
Şehir evi
Kayrevanın medinasında sokak aralarında kaybolurken rastlayacağınız mekanlardan.

Kayrevan medina

 Kayrevanın medinasında Ayasofya motifli bir duvar işlemesi

Medina'da kaybolmaca

Baruta Kuyusu (Bir Baruta)

 Kayrevanın ünlü Makrud tatlısı 

Kayrevan Medina'da kedicikler

Büyük Cami 

Kayrevan Medinadaki Ev Kapıları


Kayrevan’daki gezimizi tamamladıktan sonra yine Sousse’ye döndük ve bu sefer Sousse yeni kent merkezini ve sahili gezdik. Yeni kent merkezindeki kafelerde vakit geçirmenizi tavsiye ediyorum.

Sousse Korniş

Dördüncü gün ise akşam Tunus’tan dönüş uçağımız olduğu için sabah erkenden kalktık ve Tunus’un yolunu tuttuk. Gelirken trenle gelmiştik fakat dönerken Launge dolmuşları keşfettiğimiz için onlara binmeye karar verdik. 7 de bindiğimiz dolmuşla 9 civarı Tunusun merkezindeydik.  Çantalarımızı ilk gün kaldığımız hostele bıraktık (sağ olsunlar kabul ettiler yoksa tren istasyonundaki emanet bölümüne gitmek zorunda kalacaktık :)) ve Tunus merkezi gezmeye başladık.

Muhammed V ve Habib Burgiba caddeleri merkezin en önemli caddeleri. Habib Burgiba Caddesi üzerinde St Vincent de Paul kilisesini göreceksiniz. Yine bu caddenin sonunda Fransız kapısını ve Medinayı bulacaksınız. Medina’nın küçük sokaklarında vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. 

Fransız kapısı

Tunus Medina

Medina'da bir dükkan

St Vincent de Paul kilisesi

Medina içinde sora sora Zeytüne cami, Parfümcüler çarşısı (Souk el attarin), gümüşçüler çarşısı, dericiler çarşısı, Hammuda Paşa türbesi ve camisi, Palmiye medresesi, Bakiye medresesi, Süleymaniye medresesi gibi yerleri ziyaret ederek Medina gezisini tamamlayabilirsiniz. 

Biz de kaybola kaybola medinayı keşfettik ve hatıra birer hediye alarak dönüş yoluna geçtik.

4 günde bir çok yer gezerek ve vaktimizi etkin kullanarak Tunus’un güzel ve önemli şehirlerini keşfetmiştik olduk. Şansımıza hava da 25-30 derece arasındaydı :)

Tunus ile ilgili 2 önemli konu hakkında da bilgi vermek istiyorum:

1) Arap Baharı: Bu kavramı duyduğumuzda akla ilk gelen ülkelerdendir Tunus. Gerçi şimdilerde Arap Baharı deyince daha çok Mısır akla geliyor. Arap baharını çok net özetlemiş şu web sitesi okumanızı tavsiye ediyorum:
“……Arap Baharı Kuzey Afrika ülkeleri ve Ortadoğu ülkelerinde gerçekleşen devrim niteliğindeki verilen isimdir…..İlk isyan 17 Aralık 2010’da Tunus’ta 26 yaşındaki bilgisayar mühendisi Muhammed Bouazizi Sidi’n Bouzid kasabasında bir arabaya doldurduğu sebze meyveyi satarken zabıtalara yakalandı. Bouazizi`nin arabasına ve mallarına el koyan zabıta, gence bir de tokat attı. Bouazizi, sebze tezgâhının elinden alınmasını protesto için valiliğin önünde kendini yaktı……Tunus’taki devrimin ilk ismi Arap Baharı değildir. Burada Muhammed Bouazizi’nin zabıtanın müdahalesinden sonra kendini yakmasıyla başlayan ve internette “Polise yasemin verelim” sloganıyla yayılan protestolar nedeniyle halk Ben Ali'yi iktidardan eden sürece “Yasemin Devrimi” adını vermiştir. Daha sonrasında Tunus’tan bir ay sonra Cezayir’e sıçrayan ve sonrasında domino taşı etkisiyle yayılan isyanların genel adı Arap Baharı adını almıştır……”

Şehrin merkezinde hala resmi binaların etrafında polis, tanklar bulunmakta ve binalar tel örgülerle çevrili durmaktadır.

2) Tunus’un enerji kaynakları:
Çeşitli yeraltı ve yer üstü zenginliklerine sahip Tunus’un zamanında sömürge (Fransızlar tarafından) olma nedeni çok açık:
“Tunus’un önemli yeraltı zenginlikleri fosfat, demir, petrol, kurşun ve çinkodur. Ülkedeki fosfat yatakları, Afrika’nın en büyük rezerv noktalarındadır. Petrol rezervleri bakımından kıta ülkeleri arasında beşinci sırayı, doğal gaz kaynakları bakımından ise dördüncü sırayı alır.” http://www.cografya.gen.tr/siyasi/devletler/tunus.htm

Enerji kaynakları arasında petrolün ve doğal gazın önemini bu grafikte de görebilirsiniz:



Notlar:
**Deniz tatili isteyenler Hammameti de rotalarına ekleyebilir.
***Daha uzun kalınıyorsa güneyde çöle, Sfax şehrine ve Cerbe adasına gidilebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder