Avrupa kıt'ası dışında ayak bastığım ilk Afrika
ülkesi olan FAS’ın benim için yeri ayrıdır. 2008 yılında İspanya’da yaşarken
TR’ye dönmeden önce FAS’ı da görmek istedik ve yaklaşık 13 gün sürecek bir plan
hazırlayıp FAS’ı gezdik. Madrid’den Casablanca’ya uçarak kuzey Afrika’ya ayak
bastık ve önce FAS’ın kuzeyine sonra ise güneyine doğru inerek Casablanca-Fez-Meknes-Rabat-Marekeş şehirlerine
uğrayarak güzel bir gezi yaptık. İşteee yol boyunca aldığım notlar ve çektiğim fotoğraflardan derleyerek oluşturduğum gezi yazım:
Temmuz 2008:
II. Hasan Cami
Ayrıca dericiler ve iplikçiler çarşısı, Ebu İnan Medresesi, Karaviyin Camisi ve Babul Celud kapısını da gezdik. Gezimiz bittiğinde rehberimiz Amin’e bir miktar harçlık verdik ve teşekkür ederek ayrıldık. Dinlenmek için de bir çay bahçesine oturduk ve nane çayı içtik. Fez’de nane çayı keyfi mutlaka yapılmalı!
Akşama
doğru ise hostelimizin olduğu Yeni Fez taraflarına geçtik ve Yeni Fez’de ise
II.Hasan caddesi, V. Muhammed caddelerinde gece turu yaptık. Sokaklar çok
hareketli, çoluk çocuk Fezliler hep sokakta idi.
Hava çok sıcak olduğu için biz de bir dondurmacı bulduk ve oturduk. Dondurmacı, Muhsin isminde bir genç idi. Muhsin de çoğu Faslı gibi 3’ten fazla yabancı dil konuşabilen ve üniversitede Tarih bölümünden mezun olmuş biriydi. Muhsin, lisans eğitimini Fas’ta bitirdikten sonra Fransa’da bir üniversiteye yüksek lisans eğitimi için başvurmuş ve burslu olarak kabul almış. Fakat Fransa vizesi başvuru esnasında kendisinden bankada yüklü bir miktar para göstermeleri talep edilmiş. Muhsin banka hesabında bu parayı gösteremeyince vize başvurusu kabul olmamış ve şu anda amcasının dondurmacı dükkânını işletiyor. Avrupa’ya gitmek için başka yollar arıyor. İşte Muhsin’in hikâyesi böyle…
Satın aldığım kilim
Biz gezemedik fakat vakti olanlara Rabat Arkeoloji müzesini gezmelerini öneriyorum.
Rabattan sonra yolumuzu Marakeşe çevirdik. Marakeş, çölün kıyısında özgünlüğünü bozulmamış, gündüzü ayrı gecesi ayrı güzel olan Fas’ın üçüncü büyük şehridir. Benim için Fas eşittir Marakeş'tir!
Camiü’l Fena Meydanı (Anlamı; Fanilerin toplanma yeri) Marakeş’in merkezi sayılabilir. Gündüz portakal suyu satıcıları ile renklenirken, gece kurulan yemek tezgâhları, yılan oynatıcıları, müzik yapanları, hikâye anlatıcıları ile muhteşem bir meydan haline geliyor.
Camiü’l Fena Meydanı
İlk çıktığımız gece iguanaya mavi çamaşır ipi bağlamış bir hikâye anlatıcısını oturup dinlemiştim. Hani bazen dilini bilmediğin bir şarkıyı dinlersin ama anlarsın ya o hikâye anlatıcısının anlattığı hikayeyide anlamştım sanki… İşte benim kafamdaki ortaçağ şehri Marakeş idi.
Notlar:
2) Are you Muslim? (Din kardeşiyiz modunda; Yes diye cevap veriyorduk) Yes cevabını aldıktan sonra ise kaçınılmaz üçüncü soru
3) Are you married? (Evli misin?) (Yes desen ayrı, no desen ayrı dert!)
*Camileri sadece müslümanlar gezebiliyor. Hatta müslüman olduğunuzu söylemenize rağmen inanmayıp dua okumanızı yada kelime-i şehadet getirmenizi isteyebilirler.
*Müslüman ülke olduğu için çok açık giysilerle gidilmemesinde fayda var. Marakeş dışında diğer şehirlerde kolu bacağı uzun giysileri tercih ettik. Marakeş daha turistik bir yer olduğu için şort, askılı tişört giyenler mevcut.
*Air arabia Marakeş uçuşlarında sık sık indirim yapıyor. 199€ civarında. İstanbul'dan direk uçarak bir haftalık bir gezi ile FAS'ı keşfedebilir ve bu egzotik kuzey Afrika ülkesini gezdiğiniz ülkeler hanesine ekleyebilirsiniz.
Temmuz 2008:
Fas’a
geldiğimiz için çok heyecanlıyım. Klasik Avrupa şehirlerinin dışında olması ve
sanki batıda ama doğulu bir ülke olması FAS’ın cazibesini artırıyor. FAS, İspanya’ya
yakın olduğu için başta İspanyol olmak üzere Avrupalı gezginlerin
uğrak yeri. FAS, eski Fransız sömürgesi. Dil olarak hem Fransızca hem
de Arapça konuşuluyor. Müslüman bir ülke ve Türkiye’den vize istemiyorlar.
Casablanca'ya geldiğimizde havaalanından
merkeze ulaşmak için taksi tuttuk ve pazarlık yapıp (30 Dr istedi, 20
Dr’e anlaştık) bindik.
Fas’ta
ilk olarak Casablanca (Kelime anlamı “Beyaz ev”)’yı gezdik. Casablanca benim
için bir hayal kırıklığı idi. Fas’ın önemli bir liman kenti ve filmlere konu
olması sebebi ile beklentim biraz yüksekti.
II.
Hasan Cami, Birleşmiş Milletler Meydanı, V. Muhammed Meydanı, Sacre Cour Katedrali’ni
gezdik. II.Hasan cami görülmesi gereken en önemli yerlerden biri. Fransız bir
mimar tarafından yapılmış, çok büyük bir camiydi. Eski
şehirde yer alan çarşıyı da gezdik. Böylece Casablanca bitmiş oldu.II. Hasan Cami
Casablanca’dan
Fez şehrine trenle geçtik. Kişi başı 103 Dr ödedik biletlere. Tren
istasyonuna geldiğimizde kapıda bir sürü taksici vardı ve çıkar çıkmaz
üzerimize yığıldılar, biz de bir tanesine atlayıp ucuz bir hostel aradığımızı
söyledik. Taksici bizi düzgün bir hostele götürdü. Tabi buradaki hostel kavramı
Avrupa’daki gibi değil. 2-3 yıldızlı otel gibiler. Eşyaları bıraktık ve Fez’i
keşfetmek için kendimizi dışarı attık.
Fez;
eski ve yeni şehir olmak üzere iki bölüme ayrılıyor. Eski Fez en iyi korunmuş
ortaçağ İslam şehirlerinden biri olarak geçiyor. Burada bizim kapalı çarşı gibi
dükkânlardan oluşan hanlar (funduk), medreseler, camiler bulunmaktadır.
Eski
Fez’in girişine geldiğimizde bir tane çocuk yanımıza geldi ve bizi
gezdirebileceğini söyledi. Biz de takıldık peşine ve eski Fez’i tüm detayıyla
gezdik küçük rehberimiz Amin ile. Amin boş zamanlarında rehberlik yapıyormuş. Çocuk
neredeyse 7-8 dil konuşabiliyordu. Amin bizi Eski Fez’in içinde aktarlar ve
kına çarşısı olarak bilinen çarşılara götürdü hatta deri yıkanılan yerleri de
çarşıdaki dükkanlardan birinin tepesine çıkarıp gösterdi. Ayrıca dericiler ve iplikçiler çarşısı, Ebu İnan Medresesi, Karaviyin Camisi ve Babul Celud kapısını da gezdik. Gezimiz bittiğinde rehberimiz Amin’e bir miktar harçlık verdik ve teşekkür ederek ayrıldık. Dinlenmek için de bir çay bahçesine oturduk ve nane çayı içtik. Fez’de nane çayı keyfi mutlaka yapılmalı!
Babul Celud kapısı
Karaviyin Camisi
Hava çok sıcak olduğu için biz de bir dondurmacı bulduk ve oturduk. Dondurmacı, Muhsin isminde bir genç idi. Muhsin de çoğu Faslı gibi 3’ten fazla yabancı dil konuşabilen ve üniversitede Tarih bölümünden mezun olmuş biriydi. Muhsin, lisans eğitimini Fas’ta bitirdikten sonra Fransa’da bir üniversiteye yüksek lisans eğitimi için başvurmuş ve burslu olarak kabul almış. Fakat Fransa vizesi başvuru esnasında kendisinden bankada yüklü bir miktar para göstermeleri talep edilmiş. Muhsin banka hesabında bu parayı gösteremeyince vize başvurusu kabul olmamış ve şu anda amcasının dondurmacı dükkânını işletiyor. Avrupa’ya gitmek için başka yollar arıyor. İşte Muhsin’in hikâyesi böyle…
Fez’den
sonra Meknes’e geçtik. Meknes çok güzel bir şehir. Meknes
de diğer Fas şehirleri gibi Eski ve Yeni Kent olarak ikiye ayrılıyor. Bab
mansur, Lala Auda Meydanı (Akşamüstü nane çayı içilecek güzel bir meydan) ve Mevlay
İsmail türbesini gezdik.
Lala Auda Meydanı
Mevlay İsmail türbesine giderken
Eski
kentte ise; Büyük cami, Ebu inan
medresesi ve Büyük Cami yakınındaki Kayseriye’l Dlala çarşısını ziyaret ettik.
Ebu inan medresesi
Eski şehrin olduğu sokaklarda gezerken bir halıcı dükkanına rastladık. Dükkan sahibi "welcome" falan derken kendimizi dükkanın içinde bulduk. Adam tam bir tüccar. Gezilerim sırasında çok şey satın almamayı tercih ederim-geziyi tüketim çılgınlığına dönüştürmemek için. Fakat çıkarken elimde bir kilimle çıktım. Adam naptı etti sattı bana kilimi :) ama çok beğendim napıyım :)Lala Auda Meydanı
Bab mansur
Mevlay İsmail türbesine giderken
Fas'ta dikkatimizi çeken bir şey de çay-kahve içilen yerlerde dışarıda oturulan sandalyelerin yola doğru dizilmesiydi. Böylece herkes yanyana oturarak yoldan geçenleri izliyordu. Ünlü kahve markaları bence bu konsepti buradan çaldılar :)
Ebu inan medresesi
Satın aldığım kilim
Gece
lunaparkın olduğu bölgeyi de gezdikten sonra otelimize döndük. Ertesi
gün ise Rabat’a geçtik. Rabat’ta kaldığımız hostel çok enteresan bir yerdi.
Plastik çiçeklerle süslenmiş, koridoru rengârenk lambalarla renklendirilmiş
garip! bir yerdi.
Fas’ın
başkenti Rabat’tayız. Her şehirde olduğu gibi burada da bir Muhammed Caddesi
var ve bu cadde yeni kentin tam ortasından geçiyor. İki tarafı bankalar ve dükkânlarla
dolu kalabalık bir cadde. Buradan Hasan Kulesi ve V. Muhammedin Anıt Mezarına
doğru yürüdük ve bol bol fotoğraf çektik. Daha sonra sahile indik, plajda
Rabatlılar denizin tadını çıkarıyorlardı.
Hasan Kulesi
V. Muhammedin Anıt Mezarı
Hasan Kulesi
V. Muhammedin Anıt Mezarı
Biz gezemedik fakat vakti olanlara Rabat Arkeoloji müzesini gezmelerini öneriyorum.
Rabattan sonra yolumuzu Marakeşe çevirdik. Marakeş, çölün kıyısında özgünlüğünü bozulmamış, gündüzü ayrı gecesi ayrı güzel olan Fas’ın üçüncü büyük şehridir. Benim için Fas eşittir Marakeş'tir!
Camiü’l Fena Meydanı (Anlamı; Fanilerin toplanma yeri) Marakeş’in merkezi sayılabilir. Gündüz portakal suyu satıcıları ile renklenirken, gece kurulan yemek tezgâhları, yılan oynatıcıları, müzik yapanları, hikâye anlatıcıları ile muhteşem bir meydan haline geliyor.
Camiü’l Fena Meydanı
İlk çıktığımız gece iguanaya mavi çamaşır ipi bağlamış bir hikâye anlatıcısını oturup dinlemiştim. Hani bazen dilini bilmediğin bir şarkıyı dinlersin ama anlarsın ya o hikâye anlatıcısının anlattığı hikayeyide anlamştım sanki… İşte benim kafamdaki ortaçağ şehri Marakeş idi.
Ertesi gün erkenden kalkıp Fas
Müzesi ve Mnebbi Sarayı Kalıntılarını gezdik.
Fas'tan enteresan kareler....
Kutubiye
minaresi; 12. Yüzyılda yapılmış 3 minareden en iyi korunmuş olanıymış. (Diğerleri
Sevilla’daki Giralda ve Rabat’taki yarım kalmış Hasan minaresi)
Ayrıca eski şehri dolaşırken Medrese
Bin Yusuf, El
mansur cami ve Sadi Türbelerini de gezdik.
Medrese Bin Yusuf
Kapalı
sokak pazarları, dericiler, demirciler, terlikçiler, keresteciler, boyacılar
çarşısı Marakeş'in güzelliğine güzellik katıyor. Çarşılar arasında dolaşmaya başlayınca
kendimizi kaybettik ve muhtemelen bütün çarşıları gezip öyle
çıktık.Medrese Bin Yusuf
Sadi Türbeleri
Marakeş, bir
çöl şehri olmasına rağmen birçok açık bahçeler var. Agdal bahçeleri
bunlardan en çok ziyaret edilenidir. Buraya uğrayarak da Marakeş’in farklı
bir yönü görülebilir.
*Fasta
bize en çok sorulan 3 soru şu idi (Karşılaşırsanız şaşırmayın diye!):
1)
Where
are you from? (Nerelisin?). Bizim
cevabımız Türkiye olunca ikinci soru gecikmiyordu.2) Are you Muslim? (Din kardeşiyiz modunda; Yes diye cevap veriyorduk) Yes cevabını aldıktan sonra ise kaçınılmaz üçüncü soru
3) Are you married? (Evli misin?) (Yes desen ayrı, no desen ayrı dert!)
*Camileri sadece müslümanlar gezebiliyor. Hatta müslüman olduğunuzu söylemenize rağmen inanmayıp dua okumanızı yada kelime-i şehadet getirmenizi isteyebilirler.
*Müslüman ülke olduğu için çok açık giysilerle gidilmemesinde fayda var. Marakeş dışında diğer şehirlerde kolu bacağı uzun giysileri tercih ettik. Marakeş daha turistik bir yer olduğu için şort, askılı tişört giyenler mevcut.
*Air arabia Marakeş uçuşlarında sık sık indirim yapıyor. 199€ civarında. İstanbul'dan direk uçarak bir haftalık bir gezi ile FAS'ı keşfedebilir ve bu egzotik kuzey Afrika ülkesini gezdiğiniz ülkeler hanesine ekleyebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder